Beneteau Oceanis 361

DELFİN isimli teknemizi Seferihisar Sığacık Marina'dan Marmaris Yacht Marine e Sahibi Tayfun bey ile götürmek üzere teslim aldık.

Tekneye ulaşım ile başlamak istiyorum bu sefer.

İstanbul'dan Sığacık marina'ya ulaşmak eğer arabanız/motosikletiniz yoksa biraz mesele...

Otobüsle gidelim tek seferde gidelim diye düşündük ama seferler çok az, denk getiremedik.

Uçakla Sabiha Gökçen'den Adnan Menderes'e inmeden evvel sorup soruşturuldu ve alternatif güzergahlardan birine karar verildi. Havalimanından indikten sonra "İzban" dedikleri tren'e biniliyor. İki tane aktarma durağının bir tanesinden aktarma yapılıp metroya geçiliyor ve son durak olan Üçkuyular'a ulaşılıyor. Üç kuyular'da 7-8dk yürüme mesafesinde bulunan Seferihisar dolmuşları var. Dolmuşçular sıcak kanlı olmalarına karşılık pek seri araba kullanmıyorlar 1,5 saat sürdü...

Sonrasında da bir dolmuş daha alınıp sığacığa iniliyor. Bütün bunlar beni oldukça zorladı

Gerçekten bazen düşünüyorum da, transferlerden çok teknelere ve sonrasında evlere ulaşım daha zor oluyor. Neyse gelelim transferimize,,

Sığacık marina'dan sabah 05:00 de avara olduk. Sığacığın çıkışını bilen bilir açıkta ne esiyorsa 2 katı eser. Rüzgar dağlara vurup civarna olarak denizi süpürür. Bu rüzgar arkamızdan geldiği için bu sefer bizim hoşumuza gitti. :) Günün ilk ışıklarıyla yelkenlerimizi açtık ve Samos adası ve Türkiye arasından "Dilek geçidi"nden geçerek önce Didim önlerine ve sonrasında da Yalıkavağa dümen tutarak Bodrum Gümüşlük koyuna demirledik. Mevsim sebebiyle pek bir şenlikli şu aralar ama keyifli yorgunluğumuz uykumuzu bölmelerine izin vermedi. :)

Teknemizin motoru biraz yorgunmuş fazla devir yapınca biraz yağ kaçırıp hararet'e göz kırpıyordu o yüzden 1800 devirleri pek geçmedik. Bu da bize düz suda 5 knot çalkantılı suda 4,1-4,2 knot sürat demek oluyordu. Hedeflediğimiz günlük 90 Deniz mili mesafeleri alabilmek için rüzgar duasında olduğumuzu söyleyebilirim.

Hedef Marmaris, sabah 4:30 Avara,,,

Kos adasını bordaladığımızda ancak rüzgarı bulabildik. Bu bizi 6 kont süratlere ulaştırıyordu ama bu rüzgar Kos'un güney ucundan geçerken oluşan termik bir hava ve 5-6 mil mesafe gittikten sonra bizi bıraktı.

Datça Knidos burnuna kadar rüzgarsız geldik. Knidos'u döndükten sonra ara ara estiyse de pek esti denilemez artık gerçekten rüzgarı gözleriniz arar oldu.

Estiğinde 25 esmediğinde 4 esiyordu...

Ara ara esen rüzgarların her birini kullanmak için elimizden geleni yaptık

Symi nin batı ucuna dümen tutarken rüzgarlı bir an.

Ve sonrasında Symi iskele kıç omuzluğumuzda kalmışken rüzgarı bulduk. Sonunda istikrarlı ve 15 Knot dan az olmayan rüzgarla Marmaris'e bir adım daha yaklaştık.

Artık bu rüzgarla Kadırga Fenerinin önünden kavança atmak kalmıştı. Attık tabi :)

Karanlıktı Marmaris Yacht Marinaya girdiğimizde artık uzun sürmüştü zira yol.

Ama sağ salim, her zamanki gibi çiziksiz teslim ettik kayığımızı tabiri caizse.

Darısı nicelerine...

Bu arada yola çıktığımızda anlaşıldı ki teknemizin sahibi Tayfun ağabey, neredeyse 35 yıl İskandinav diyarlarında Viking deryalarında yelken yapmış usta bir denizci. Biz rotaların çerini çöpünü bilen olarak kılavuz kaptanlık yaptık. Nazik ev sahipliği için teşekkür ederiz.