Ödüllü Oceanis ile Tuzla Didim
- Mert Pekiçten
- 26 May 2018
- 4 dakikada okunur
"Yeni teknemiz Oceanis 38.1" S/Y Sea La Vie
İstanbul Tuzla marina'dan Didim marina'ya sahipleriyle baraber götürmek üzere teslim aldık.

Biraz tekneden bahsetmek gerekirse;
Oceanis 38 2014 yılında ödül almış bir dizayn.
European Yacht of the year 2014 awards a layık görüldü.
http://www.tezmarin.com/Haber/189-european-yacht-of-the-year-2014-awards
Oceanis 38.1 ise bu teknenin yeni versiyonu diyebiliriz.
Takip edenler biliyorlar biz daha çok teknenin performansıyla ilgileniriz ama bu sefer 38 feet bir yelkenlideki konfor öne çıktı.
Öncelikle baş kabin ve başüstü, direğin daha da geride konumlandırılmasıyla, baş kamara ve başüstü ferahlık seviyesine ulaşmış.
Baş kamara iki kişi için gayet ideal. Başüstünde ise iki kişi sere serpe güneşlenebilir.
Mutfak, salonda sancak tarafta dikine konumlandırılmış. Evimin mutfağından daha konforlu diyebilirim. Daha büyük bir eve sahip olabilmek isterdim :)
Nispeten küçük diyebileceğimiz salonda, açılıp iki kişilik yatağa dönüşen oturma grubu lafımızı geri aldırır nitelikte.
Salonda iki tuvalet, (sanıyorum opsiyoneldir) misafir severlere konforun devamını sağlıyor.
Bizim teknemizde sancak kıç kamarayı ikiye bölüp hem içeriden bir ardiye/kiler alanı
sağlamış hem de dış kıç tarafta kocaman bir ambar sağlamış.
Kıç kamara geniş ama tavanı alçak kalmış diyebiliriz.

Teknenin dışına çıkacak olursak genel postür gayet yenilikçi çizgilere sahip.
Teknenin baş bodoslaması yeni balta baş teknelere benziyor. ve kıç tarafına "Çene" dedikleri bir kesim vermişler. Bu kesim Beneteau lu yetkililerin dediğine göre teknenin 10 derece daha az yatmasını ve tekne motorla veya yelkenle giderken iki dalga arasında dalgaya daha az gömülmesini sağlıyormuş.
Zincir dolabı bu boy teknelerde sonunda derin yapılmış!!
Zincir toplamayı tam bir probleme çeviren sığ zincir dolaplarından sonunda vaz geçilmiş gibi görünüyor. Sığ zincir dolaplarında zincir toplarken ırgat'ın topladığı zincir hep aynı noktaya döküldüğünden yanardağ gibi yükselip sıkışma yapıyordu.
Bu sorun ortadan kalkmış. Teşekkür ederiz.
Spray hood ve biminiye bir çatı niteliği taşıyan kemer hattı spray hood için kolay kullanım ve kıç üstü ışıklandırması sağlıyor.
Çift dümen ve çift pala yelken yaparken Pupa ve Geniş apaz seyirlerde iyi dümen hakimiyeti sağlıyor. Balonlu seyirlerde broach a düşme riskini azaltıyor.
Dümen arkasındaki tabureler akıllıca düşünülmüş katlanıp kapanıyor ve alan kazandırıyor.
Bir türlü sevmeyi başaramadığımız sarma ana yelken sistemleri çığ gibi büyüyor neredeyse her teknede görmeye başladık. Yetkililere seslenmek istiyoruz. Konfor her şey midir? :)
Oceanis 38.1 in motor seçenekleri Yanmar 29 beygir ve 40 beygir olarak iki seçenekli.
Bizim teknemizde 40 beygir seçeneği vardı. Kuzey güney yönlü 2500 devirde saatte 3,4 Litre yakıt yaktık. Yokuş yukarı 4 Litreyi geçer.
Her yeni teknede olabilecek ufak tefek aksaklıklar da yaşadık.
Yakıt tanının göstergesi çalışmadı, hidrofor hava yaptı ve gevşiyen hoparlör kapakları oldu ama genel izlenimlerimiz olumlu yönde oldu.
Seyirimize dönecek olursak,

Tuzla marinadan ayrıldıktan sonra Marmara denizinde hava kapalı ve hafif rüzgarlıydı.

Tuzla'dan çıktığımız için Marmara adasını sancağımızda bırakacak şekilde bordaladık.


İskelemizde Paşa limanı adası ve Avşa adası, sancağımızda ise marmara adası var.
Hedefimiz Şarköy.

Marmara geçidinden geçerken.

Marmara adasını geçtikten sonra rüzgarı bulduk ve gün batmadan Şarköy'e yaklaşırken.

15 saat seyirin ardından Şarköy limanında balıkçıların arasına kıçtan kara olduk.
Şarköy ile en çok sorulan soru derinlik... Limanın içi 6,5 metre çivarında derindir.
Rıhtım ise 3 metreden derin. Bu limana 50 Feet tekne ile bile rahatlıkla girebilirsiniz.
Tonoz yok. Çapa atıp yanaşılır. Zemin balçıktır çapa çok iyi tutar. Rıhtımda 50 metre mesafedeki balıkçılarda balık yenir.

Sabah 5:40 da Şarköyden avara olduk. Geliboluya girdikten sonra çalışmalar gördük
bunlar Çanakkale köprüsünün hazırlıklarıymış. Hayırlısı...
Çanakkale boğazında seyrederken Sahil Güvenliğimizin Kaan botlarından bir tanesi.

Boğazda tam kıçtan gelen hafif rüzgar işimize yaramazken kendi şeridimizin boğazın ortasında olan kısmına yaslanıp akıntıdan nasiplenmeye çalışıyoruz.
Çanakkale marinaya yanaşıp mazot ikmali yaptık, karnımızı doyurduk, meşhur peynir tatlımızı aldık, fotoğraf çekmeyi unuttuk ve yola koyulduk.
Boğazdan çıktık iskelemizde geyikli sancağımızda ise Bozcaada var.
Bozcaadayı pas geçip devam ediyoruz. uzun süredir boğazın akıntısı sayesinde 10 mil süratlerde gidiyorduk artık tesiri azalıyor.
Hedef Babakale barınağı.

Babakale.

Babakale limanına, sahil güvenlik botunun hemen önüne aborda olduk.
O kadar yaklaşmışken sahil güvenlik gerekli kontrollerimizi yaptı ardından yemek için Denizhan balıkçısına gittik.
Bunu özellikle söylemek istiyorum, balığı adabıyla pişirilen, tazeliğinden emin olduğum ve sizi döviz olarak görmeyen bir işletmedir Denizhan balıkçısı.
afiyet olsun :)

Babakale limanında drone ile çektiğimiz fotoğraf.

Tepeden Babakale..
Drone ile çektiğimiz görüntülerden kısa bir kayıt izlemek için adrese bakabilirsiniz.
https://www.skypixel.com/pilot/videos/share/look-at-this-amazing-piece-i-shot-with-my-mavic-air-4c7e24e8-b29b-4f43-a8aa-b6363ce5f037?account=t_demir

Babakale'den saat 05:00 civarlarlarında uyanıp hemen avara olduk.
Babakaleden Lesvos'un (Midilli) batı ucu Sigri'ye kadar rüzgar sıfır denecek kadar azdı. Sakız kanalına yaklaştığımızda rüzgar başladı kanal her zamanki gibi 20 knot ları bulan şiddetiyle hızımıza hız kattı.
Artık biraz marina konforuna ihtiyaç hissettik.
Hedef Alaçatı marina .

Alaçatı marinaya bağlandık.
Duş ihtiyaçlarımız için bize gösterilen duş/tuvaletlere gittik.
Şarköy'de ve Babakale'de duş imkanı yok ama eğer ki olsaydı Port Alaçatı marinanınkinden daha konforlu ve temiz olurdu.
Fotoğraflar çektim ama sayfama koymak istemedim...
385 lira gecelik konaklama ücretimizi ödedik ve yemeğe gittik.
Ertesi gün yola erken çıkıp son durağımız olan Didim D-Marine e yolculuk başlayacak.

Sabah 05:40 da Alaçatı marinadan çıkıp Yumru koyundan ayrılırken.

Havada tek bir bulut yokken meşhur Furni'ye yaklaşıyoruz. Hava 4-5 Knot.
Kanalın içine girdikçe yükseliyor ve en fazla 23 knot rüzgar gördük.
Furni'deki anılarımız artık askerlik anıları gibi sonsuzluğa ulaştığından yelkenleri olabildiğince ufaltıp, tedbiri elden bırakmadan geçişimizi tamamladık.
Kanaldan çıkar çıkmaz 3 mil sonra tekrar duvara toslar gibi rüzgarsız kalacağımızı biliyorduk...
Furni sonrası yunuslar..
Bu iki ekip birbirlerinden ayrı zamanlarda çekildi.
Ve didim marina.. Artık bir klasik haline getirdiğimiz varış noktasının fotoğrafını çekmeyi unutma alışkanlığımız sanıyorum yorgunluktan ileri geliyor..
Tekne sahibimiz Tolga Demir'e öncelikle yeni teknelerine hayırlı olsun demek isteriz.
Ailesiyle beraber misafir perverlikleri için ayrıca teşekkür etmek isteriz.
Comments